29 Ekim 2013 Salı

Serie A 9. Hafta Değerlendirmesi

Ligde gollü karşılaşmalar bu haftasonu da devam ederken, deplasman takımları için pek de iyi geçmeyen bir haftayı geride bıraktık. 10 maçın sadece dört tanesinde deplasman takımları gol atabildi, bunlardan Roma ile Fiorentina ise zorlansalar da üç puan çıkartmayı bildiler. Roma için serinin devamı açısından çok önemli bir galibiyetti. Ligin ilk üç sırası (Roma-Napoli-Juve) muhtemelen kopup gidecek ama keyifli bir şampiyonluk yarışı olacak, burası kesin. Ve evet, tabii ki Milan yine deplasmanda kaybetti. Hatta Allegri hala takımın başında.

İnter 4-2 Hellas Verona

Son üç maçını kazanamayan İnter, ligin yeni ve aynı zamanda flaş takımı Verona'yı rahat bir oyunla geçti. İlk yarıya etkili başlayan ev sahibi, üç dakikada iki duran top golüyle(Jonathan, Palacio) oldukça rahatladı. Martinho'nun farkı bire indirmesiyle hafif telaş yapsalar da uyuyan Verona defansının arasında Cambiasso'nun karambol golüyle ilk yarıyı 3-1 önde kapattılar. İkinci yarıda maçtaki üçüncü duran top golünü Rolando'yla bulan İnter aktif dinlenmeye geçti. Romulo'nun golüne engel olamasa da maçı 4-2 kazanan 'Engerek Yılanları',  üç maç aradan sonra kazanıp yine 4. sıraya yerleşti. Evinde geleni geçeni süpüren Verona ise, deplasmanlarda oynadığı etkisiz futbolla muhtemelen 3-4 hafta içinde orta sıralara gerileyecektir.

Sampdoria 1-0 Atalanta

Geçen hafta Livorno deplasmanından inanılması güç bir şansla üç puan çıkarıp ligin dibinden kurtulan Sampdoria, son üç maçını kazanan Atalanta'yı sıkıcı bir maç sonunda geçmeyi başardı. İlk yarısının bayağı sıkıcı geçtiği karşılaşmanın ikinci yarısına ev sahibi oldukça iyi başladı. 57'de de duran topta Mustafi'nin golüyle iyi oyunun ekmeğini yediler. Ancak golde ilginç bir ayrıntı vardı; ilk yarıda sakatlanan Bellini'nin yerine oyuna giren Constantin(John olanı değil, lütfen), Mustafi'nin kafa vuruşunda topu eliyle engellemeye çalışsa da beceremedi. Bu da hakemin gözünden kaçmadı ve Constantin kırmızı kartla oyun dışı kaldı. Kalan dakikalarda skoru koruyan Sampdoria, son iki maçından altı puan çıkarıp alt sıralardan biraz da olsa uzaklaştı. Üç maç aradan sonra kaybeden Atalanta ise, ligin orta sıralarında takılmayı sürdürdü.

Napoli 2-0 Torino

Geçen hafta başkentte bozguna uğrayan Napoli, beraberlik düşkünü Torino'yu rahatça geçip zirve takibini sürdürdü. Maça Higuain-İnsigne ikilisi ile tehlikeli başlayan ev sahibi, iki tane gayet ucuz penaltıyla maçın ilk 30 dakikasını 2-0 önde geçti. 30-45 arası ise Torino duran toplarla etkili olmaya çalıştı ama hakemin kan doğradığı ilk yarı bu skorla tamamlandı. İkinci yarıda ise özellikle Mertens ile tehlikeler yaratsa da gol bulamadı Napoli ve maçı rahat bir biçimde 2-0 kazandı, Roma ile arasındaki beş puanlık farkı korudu. Ligde beş maçtır kazanamayan Torino ise puan tablosunun alt yarısına doğru yol aldı.

Not: Maçın en güzel anları, Higuain'in gollerinden sonra yapılan anonslardı tabii ki. İnsanın San Paolo'da gol atası, tribünlere koşası geliyor.

Juventus 2-0 Genoa

Zirveyi takip etmeye çalışan, bunu yapmaya çalışırken pek de iyi oynamayan Juve, Genoa'yı rahatça geçti. Maça yine topu kontrol edip yüksek pas yüzdesiyle başladı ev sahibi. Ancak Juve Arena'daki ceza sahaları, diğer stadyumlardakilere göre büyük herhalde ki, ceza sahası dışında yapılan müdahaleyi penaltı olarak değerlendirdi hakem ve Vidal o çıkması mümkün olmayan vuruşuyla tabelayı değiştirdi. 10 dakika sonra ise Tevez şık bir golle farkı ikiye çıkardı ve maç da o anda bitti aslında. Kalan dakikaları rölantide geçiren Juventus, neredeyse terlemeden üç puanı aldı. Şampiyonlar Ligi'nden sonra böyle çerez bir maç muhakkak iyi gelmiştir onlara. Genoa için söylenecek pek fazla bir şey yok, dokuz haftada toplam iki galibiyetleri var ve düşme hattının hemen üzerindeler.

Catania 0-0 Sassuolo

Ligin formsuzluktan ölen takımlarından Catania, son haftalarda toparlanmış bir görüntü çizen Sassuolo ile golsüz berabere kaldı. Maç hakkında söylenecek fazla bir şey yok. ev sahibinin Gomez'in gidişinden sonra bir türlü oturtamadığı kısır hücumları ve Sassuolo'nun Floro Flores ile kontrataktan gol araması ile geçti mücadele. Geçen yıllardaki muazzam iç saha performansından oldukça uzakta bu sene Catania ve bu da bir süre daha devam edecek gibi görünüyor, çok kötüler. Geçen hafta ligdeki ilk galibiyetini alan ve bu maçla beraber son beş maçta sadece bir kez yenilmiş olan Sassuolo ise kapasitesinin sınırlarını zorlayarak ligde tutunmaya çalışıyor. Zaman zaman da keyif veriyorlar.

Chievo 1-2 Fiorentina

Formsuzluğun sözlükteki tanımı olan Chievo, evinde Fiorentina'ya ilk yarısı hariç kötü oynadığı bir maçın sonunda boyun eğdi. İlk yarı oldukça keyifliydi, iki taraf da kanat hücumlarıyla etkili olmaya çalıştı. Ev sahibinin golü de 13. dakikada kanat organizasyonu sonucu yapılan ortaya kafayı vuran Cesar ile geldi. Ancak ilk yarının sonuna doğru kontrolü almaya başladı Fiorentina ve maçın açık ara yıldızı olan Cuadrado'nun güzel golüyle devreye 1-1 girildi. İkinci yarıda ise komple Cuadrado rüzgarı esti. Chievo'nun sol tarafını helvaya çeviren Kolombiyalı, komik bir savunma hatası sonucunda durumu 2-1'e getirdi ve üç puanı Floransa'ya götürmeyi başardı. Bana göre muhtemelen Dünya'nın en sıkıcı sahasına sahip Chievo, ligin dibine demir atmış durumda ve bir türlü çapayı çekecek gücü bulamıyorlar. Muhtemelen bulamayacaklar da. Son dört maçı namağlup geçen Fiorentina ise oynadığı güzel futbolla üst sıralarda tutunmaya devam etti.

Bologna 1-0 Livorno

Diamanti haricinde Avrupa'da belki de en kötü futbolu oynayan Bologna, geçen hafta dünyaları kaçırıp maçı kaybeden Livorno'yu zorlansa da geçmeyi başardı ve 9. hafta sonunda ilk galibiyetini aldı. Maça hurra hücum ile başlayan ev sahibi, golü 13. dakikada Crespo ile buldu. Hayır, Hernan Jorge Crespo değil.  İlk yarıda Livorno'ya pek pozisyon imkanı da tanımadılar ve devreye 1-0 önde girdiler. Ancak ikinci yarıda Livorno'nun keyifli hücum hattı karşısında oldukça zorlandı Bologna. ''Yüreğimizin ağzımıza gelmesinden, ağzımızda yer kalmadı sayın seyirciler'' temasıyla ikinci yarıyı  bir şekilde atlattılar ve üç puanın tadını uzun süre sonra hatırladılar. Defanstaki hatalarının önüne bir türlü geçemeyen Livorno ise 15. sıraya geriledi.

Parma 3-2 Milan

İç sahada keyifli maçlar çıkaran Parma, ben dahil bütün taraftarlarını kahreden ve bir türlü düzelme emareleri göstermeyen Milan'ı son dakikadaki harika frikik golüyle 3-2 geçmeyi başardı. İlk yarı ise, Milan adına faciadan öteydi. Parma, 45 dakika boyunca rakibinin kafasını cama sıkıştırdı adeta. Bunun karşılığını da Parolo ve Cassano'nun golleriyle gördüler. Devre arası Twitter'da #Allegriout hashtag'i bolca kullanıldı tabii ki. İkinci yarı ise Milan biraz hareketlendi ama üç dakika içinde 2-2'yi bulmaları kendilerinin iyi oyunu değil, Parma'nın defansif hatalarından kaynaklanıyordu. Doğal olarak bu Parma'nın oyununu bozdu ve Milan yüklenmeye başladı. Kaka'nın 83'te kaçırdığı pozisyon kırılma noktasıydı. Tam ''Neyse, bir puan da fena değil belki toparlanırız.'' diye düşünürken, Parolo 90+5'te frikikten yazarak Milan taraftarlarının bir kısmının ömründen çaldı. Orta sıraların müdavimi olan Parma, bu galibiyetle haftayı 8. sırada kapadı. Milan için ise artık ne desek boş. Ama durumun ne kadar içler acısı olduğunu şu şekilde izah edebilirim sanırım; dokuz hafta sonunda takımın deplasman galibiyeti yok. Allegri, lütfen git.

Udinese 0-1 Roma

Geçtiğimiz hafta Milan deplasmanında fena oynamayan Udinese, dünyaları kaçırdığı maçta ikinci yarıda 10 kişi kalan Roma'ya kaybetti. Maça gayet iyi başlayan ev sahibi, Muriel ve Di Natale ile hücumda harikalar yarattı ancak son vuruşlar yetersiz kaldı. Muriel'in De Sanctis'in üzerinden bıraktığı topu kayarak çizgiden çıkaran Castan'ın pozisyonu ise görülmeye değerdi. İkinci yarıda Maicon'un ikinci sarıdan atılmasıyla iyice Roma'yı kıstıran Udinese, Di Natale'nin normalde atacağı pozisyonları değerlendirememesiyle bir türlü golü bulamadı. 82'de ise, maçın kahramanı ortaya çıktı; 'Ender gelişen Osasuna atakları'ndan birinde, yaydan gelişine vuran Bradley, sakatlığının dönüşünde takımını kurtardı ve serinin devam etmesini sağladı. Golden sonraki sevinç ise muazzamdı. Bu sezon evinde ilk kez mağlup olan Udinese, eski güzel günlerinden biraz uzakta, orta sıralarda takılıyor. Ligin muhtemelen bug'ını bulan ve kimselere haber vermeyen Roma ise, dokuz hafta sonunda 23 atıp sadece bir gol yiyerek kayıpsız liderliğini sürdürüyor. Muhtemelen de sürdürmeye devam edecek.

Lazio 2-0 Cagliari

Ligde inişli çıkışlı bir grafik çizen Lazio, deplasman fakiri Cagliari'yi çok rahat geçti. Maçın ilk yarısı hiperaktif bir çocuğun bile uyumasını sağlayabilecek derecede düşük tempolu geçti. İkinci yarıda ise vurup geçmeye kararlı ev sahibi, beş dakika içinde üstat Klose ve penaltıdan Candreva ile 2-0 yapıp maçı aldı. Evindeki 5. maçında 4. galibiyetini alan ve iç sahada namağlup olan Lazio, haftayı 7. kapatarak biraz toparlandı. Ama işin deplasman kısmında hala sıkıntıları var. Dışarıda daha sağlam oynayıp puanlar toplayamazlarsa Avrupa kupaları şansı da kaçar, tartışılan teknik direktör Petkovic de kovulur. Cagliari ise içeride oynadığı sert futbolu deplasmana yansıtamayınca düşme hattının üzerinde takılmaya mahkum hale geliyor. Beş deplasman maçında da galibiyet alamadılar. İvo Pulga hocanın koltuğu sallanmaya başladı.

Not: Bu hafta da bol bol gol atıldı. 10 maçta maç başına 2.3 gol ortalaması yakalandı. Artık Serie A o kadar da sıkıcı değil, izleyin, izletin.

10. hafta maçları ise hafta içi oynanacak. Program şöyle:

Atalanta - İnter
Cagliari - Bologna
Fiorentina - Napoli
Genoa - Parma
Juventus - Catania
Livorno - Torino
Milan - Lazio
Sassuolo - Udinese
Roma - Chievo
Hellas Verona - Sampdoria

21 Ekim 2013 Pazartesi

Serie A'da Haftanın Değerlendirmesi

Serie A'da 8. hafta geride kalırken, maçların küçük küçük değerlendirmelerini her pazartesi yapma konusunda hevesli olan ben, ancak bu hafta ''eh hadi yazayım'' moduna girebildim. Roma'nın galiba ligin bug'ını bulduğu, Takımların yılların ''İtalya'da gol olmuyor abi ya!'' klişesini yıkmaya bayağı hevesli göründüğü bu sezonun çoğu maçı da oldukça keyifli geçiyor. Maç başına 3.5 gol gibi yüksek bir ortalama(özellikle Serie A için) ile kapanan haftada, oldukça önemli maçlar oynandı. Hatta Fiorentina - Juventus, unutulmaz maçlar arasında yerini aldı şimdiden.

Roma 2-0 Napoli

Liderin takipçisini ağırladığı maçta Roma, Napoli'yi sağlam bir oyunla geçmeyi başardı. İlk yarının büyük kısmı oldukça sıkıcı geçti. 36'da Pandev'in De Sanctis'i geçen şutunu çizgide De Rossi'nin çıkarması, Napoli için bir dönüm noktasıydı. Çünkü sonrasında Pjanic sahneye çıkacaktı; ilk yarının sonunda harika bir frikik ve 71'de penaltı golüyle galibiyeti getiren Bosnalı, Roma'nın sekiz hafta sonunda 22 gol atıp ve bir(evet 1) gol yiyerek ligde kayıpsız devam etmesine muazzam bir katkı yapmış oldu. Rudi Garcia'nın ekibi, sanırım CM 03-04'teki diablo taktiği gibi bir şey buldu, bu performansın başka bir açıklaması yok çünkü.

Cagliari 2-1 Catania

Ligin birbirinden formsuz iki takımını karşı karşıya getiren maçta, rakibinin 10 kişi kalmasını iyi değerlendiren Cagliari üç puanın sahibi oldu. Ancak maça iyi başlayan taraf Catania'ydı. 5. dakikada Bergessio ile öne geçseler de, 26'da İbarbo'nun güzel golüne engel olamadılar. 40. dakikada veteran Legrottaglie'nin atılması ile maçın kontrolünü Cagliari'ye verdiler. İkinci yarı boyunca nispeten etkisiz ataklarla gol arayan ev sahibi, 84'te vasat forvet Pinilla ile maçı kopardı ve ilk haftanın ardından girdiği galibiyet orucuna noktayı koydu. Catania ise rezil deplasman performansını istikrarlı bir şekilde devam ettirip düşme hattının hemen üstüne haftayı kapadı.

Milan 1-0 Udinese

Finansal açıdan kemer sıka sıka beli sakatlayıp inzivaya çekilen Milan, oldukça zorlandığı maçta Udinese'yi geçmeyi başardı. Takımın geri kalanına göre oldukça formda olan Birsa ile maçın ilk bölümünü iyi oynayan ev sahibi, 22'de yine Birsa'nın harika golüyle öne geçti. Ancak ikinci yarıda Udinese oldukça etkiliydi. Di Natale'nin frikiğinin direkten döndüğü, Muriel'in son paslara ve vuruşlara kadar etkili oynadığı bir ikinci yarıyı şansının yardımıyla bertaraf eden Rossoneri, bu galibiyetle 8. sıraya yükselmiş oldu. Başka önemli bir nokta ise; Kaka'nın forma giymesiydi. Ve evet, Allegri ne yazık ki hala takımın başında.

Atalanta 2-1 Lazio

Evinde genel olarak iyi performans gösteren Atalanta, Milan'dan daha formsuz durumda olan Lazio'yu son 10 dakikada geçebildi. Orta sıralar için iyi sayılabilecek bir hücum potansiyeline sahip olan ev sahibi, sıkıcı geçen ilk yarının sonunda, hala niye daha üst bir takımda oynamadığını anlayamadığım Luca Cigarini'in şık golüyle öne geçti. İkinci yarıya skoru korumak için girseler de, saçma bir defans hatası sonucunda Perea'nın golüne engel olamadılar. Ancak, facia Lazio defansı sayesinde 84'te tecrübeli forvet German Denis'in golü ile maçı kazanmasını bildiler. Bu galibiyet ile Lazio'yu puan cetvelinde altına alan Atalanta, ligde son üç maçını kazanmış oldu. Deplasmanda daha kazanamayan Lazio ise, son üç maçtır galibiyet yüzü göremiyor. Teknik direktör Petkovic için tartışmalar başladı bile.

Sassuolo 2-1 Bologna

Ligin düşmeye en yakın ekibi olarak gösterilen Sassuolo, ilk yarıdaki etkili oyunuyla Bologna'yı geçmeyi başararak ligdeki ilk galibiyetini almış oldu. Maça etkili başlayan ev sahibi, 12. ve 17. dakikalarda Berardi ve Floro Flores(evet güzel bir soyadı, biliyorum)'in attığı gollerle rakibini komaya soktu. 33'te amatörce bir hata sayesinde penaltı golü bulsa da, Bologna maç boyunca Sassuolo defansını aşamadı ve sekiz hafta sonunda ''galibiyetle tanışamayan tek Serie A takımı'' madalyasını onurla taşımaya hak kazandı.

Genoa 2-1 Chievo

Fena kadrosu olmamasına rağmen bir türlü bekleneni veremeyen dengesiz Genoa, Gilardino sayesinde Chievo karşısında maçı aldı. Maça gayet etkili başlayan ev sahibi, 22'de tecrübeli golcü Gilardino ile öne geçti. İlk yarıyı bu skoru koruyarak kapasalar da, ikinci yarının hemen başında Bentivoglio'nun golüne engel olamadılar. Golün akabinde, üç dakika sonra Gilardino tekrar takımını öne geçirdi ve 8. hafta sonunda takımının ilk iç saha galibiyetine ulaşmasını sağladı. Chievo ise ligin dibine demir atan Bologna'nın hemen üstünde can çekişmeye devam etti.

Livorno 1-2 Sampdoria

Bir zamanların asansör, şimdinin ise ligde 'yine' tutunmaya çalışan takımı olan Livorno, dünyaları kaçırdığı maçta saçma hatalar sonucunda Sampdoria'ya mağlup oldu. İlk yarıyı çılgın goller kaçırıp, bir de Sampdoria'ya penaltı ikram ederek geçen ev sahibi, ikinci yarıya da harika başladı. büyük emek sarfedip eşitliği sağlasalar da, rakiplerine yine amatörce hatanın ürünü olan bir penaltı ikram ederek maçtan boynu bükük ayrıldı. Sampdoria ise bu galibiyetle birlikte ligde üç puanla tanışmış oldu ve küme düşme hattından bir haftalığına da olsa kurtuldu.


Fiorentina 4-2 Juventus

Bu haftanın en keyifli, hikayesi muazzam maçı buydu. İki yıldır ligi sürklase eden, tüm rakiplerinin içinden geçen yetişkin bir Juventus karşısında 0-2'den geri gelmek, hem de sadece 15 dakikada geri gelmek, her yıl göreceğimiz bir olay değil. Ama Mor Menekşeler bunu başardı. Tevez'in penaltı golü ve defans hatası sonucu Pogba'nın golü ile geriye düştüler, aslında ben dahil çoğu kişi de ''maç bitti artık'' diye düşünüyordu. Ama Giuseppe Rossi'nin daha farklı planları varmış. Son yarım saatte muazzam oynayan  Rossi, maçı Conte'nin ellerinden alıp, üç puanın Artemio Franchi çimlerinde kalmasını sağladı. Hat-trick yapması bir yana, liderliğiyle dağıttı Juve'yi İtalyan yıldız. Zaten 2-2 olduktan sonra dağılan rakibini, Cuadrado-Valero-Joaquin triosunun yardımlarıyla yıktı(Gerçi 2. golde Buffon'un hatası vardı, o ayrı). Bu galibiyetle Juve'ye bu sezonki ilk yenilgisini tattıran Fiorentina, 6. sıraya yerleşti.

Hellas Verona 3-2 Parma

Ligin yeni ekibi olmasına rağmen, özellikle iç sahadaki performansıyla lige üst sıralardan giriş yapan Verona, 1-2'den geri gelerek 3-2 maçı almasını bildi. Maça iyi giren ev sahibi, Cacciatore ile golü buldu. Ancak 15 dakika sonra Cassano'nun hışmı sonucunda 2-1 geriye düştüler. İkinci yarıda oyunu nispeten rakip sahaya yıkıp gol arayan Verona, formda oyuncusu Jorginho'un son yarım saatteki iki penaltı golüyle üç puana uzandı. Bu önemli galibiyetle Verona 4. sıraya yükselip oraları karıştırmaya devam ederken, Parma çok atıp çok yiyen görüntüsüyle 13. sıraya geriledi.

Torino 3-3 İnter

İç sahada etkili performanslar ortaya koyan ve beraberliği çok seven Torino, haftanın kapanış maçında son dakikada attığı golle İnter'den bir puan çalmayı başardı. Maça 5. dakikada Handanovic'in atılması ve verilen penaltı ile buz gibi girdi konuk ekip. Yedek kaleci Carrizo'nun kurtardığı penaltı bir nebze rahatlatsa da, defansın uyuduğu anda Farnerud'un cezayı kesmesiyle geriye düşen İnter'in imdadına Torino kalecisi Padelli yetişti; Hatalı çıkış yapıp skorun dengelenmesine vesile olsa da, ikinci yarıda oyuna giren İmmobile skoru tekrar ev sahibi lehine çevirdi. Ancak sahneye yine Padelli çıktı; yine rahat alacağı topu sektirip Palacio'nun durumu dengelemesine neden oldu. Formda Arjantinli'nin  Stadio Olimpico di Torino'yu yasa boğan 3. golüyle beraber krize giren Torino'yu, oyuna yine sonradan giren Bellomo kurtardı. Yine de şu sıralar ligin formsuz ekiplerinden biri Torino. Dört haftadır kazanamıyorlar ama kolay da kaybetmiyorlar. Mutlaka toparlanacaklardır. Ancak İnter'in ilk üç sırayı kovalama hayalleri bu gidişle suya düşebilir.

Serie A'da haftaya program şöyle:

Sampdoria - Atalanta
İnter - Verona
Napoli - Torino
Bologna - Livorno
Catania - Sassuolo
Chievo - Fiorentina
Juventus - Genoa
Parma - Milan
Udinese - Roma
Lazio - Cagliari