Sınavlarla geçen zorlu! süreçten dolayı son iki haftayı yazamamıştım. Merak ediyorsanız, fena da geçmedi vizeler. Yazamadığım iki haftada Roma mevsim normallerine dönüş yaptı, Juve gaza bastı, Fiorentina yine keyifli futbol oynadı ve Milan tabii ki de kazanamadı. Bu hafta maçlarda atılan gol sayısında da bir düşüş var; 21. Bir an ''Roma böyle mi gidecek hep?'' diye düşünsek de, Serie A yeniden keyiflenmeye, zirve mücadelesi tekrardan kızışmaya, teknik direktörler yine bir bir kovulmaya başladı. Son kurban ise ligin dibine demir atan Chievo'nun hocası Giuseppe Sannino oldu. Bu hafta da oldukça keyifli ve dramatik maçlar oynandı.
Catania 1-0 Udinese
Geçtiğimiz senelerini mumla arayan Catania, evinde Udinese'yi tek golle ve bayağı zorlanarak devirmeyi başardı. Maçın ilk yarısı oldukça tutuk geçse de, Udinese defansının hatasını Maxi Lopez penaltı ile değerlendirdi ve ilk yarı 1-0 sona erdi. İkinci yarı özellikle Muriel ile etkili olmaya çalışan konuk ekip karşısında sıkıntılı durumlara düşse de, maçın sonuna kadar skoru koruyarak uzun haftalar sonra üç puan almayı başardı ev sahibi. Rolando Maran'ı haftalar önce gönderip yerine De Canio'yu getiren Catania, yeni hocasıyla ilk galibiyetini almış oldu böylece. Haftalardır formsuz olan Leto yedeğe çekildi bu maç ve işe de yaramış gibi görünüyor. Udinese ise son beş maçında dördüncü mağlubiyetini alarak 12. sıraya geriledi. Di Natale eskisi gibi değil, takımı sırtlamak için partnere ihtiyacı var artık.
İnter 2-0 Livorno
Ligin en golcü takımı olan İnter, evinde kısıtlı kadrosu olan ama keyif veren Livorno'yu oldukça rahat geçti. Kanat akınları ile maça başlayan ev sahibi, tempo yaptığı maçın ilk 20 dakikasında golü bir türlü bulamadı. 32'de ise yan topta topu içeri sokan Livorno kalecisi Bardi, golü İnter'e hediye etmiş oldu. İkinci yarıda kontrollü oynayan ve kontratakla gol arayan ev sahibi, 90'da Nagatomo ile farkı ikiye çıkardı ve rahat bir üç puan aldı. Walter Mazzarri ise maç boyunca takımına sürekli bağırdı ve oynanan futboldan pek de hoşnut gözükmüyordu. Ancak İnter 29 golle ligin en çok gol atan takımı ve şu sıralar bayağı formda. Mazzarri hocamın biraz sakinleşmesi lazım. Maçın en önemli olayı ise, 'Capitano' Zanetti'nin sahalara geri dönmesiydi. O yaşta, o sakatlığı atlatıp tekrar futbola dönmesi muazzam bir olay. Futbolda haftanın en önemli olayı olabilir hatta. Livorno ise keyif verse de, rakiplerine sürekli saçma hatalar ile goller hediye ederek puan fırsatlarını tepiyor. Bu hafta hata sırası Bardi'de idi. Haftaya kimde, göreceğiz.
Genoa 2-0 Verona
Son haftalarda toparlanıp çıkışa geçen Genoa, iç sahada rakiplerine vurup geçse de deplasmanlarda sıkıntı yaşayan Verona'yı rahat yendi. İlk yarıda rakibini kıstıran ve boğmaktan beter eden ev sahibi, takımın form tutmasıyla beraber ateşlenen tribün eşliğinde altı dakikada iki gol bulup ilk yarıyı 2-0 önde kapadı. İkinci yarıda da zorlanmadan savunma yaptı Genoa ve maçı rahatça kazandı. Hoca değişiminden sonra yukarılara tırmanmaya başladı Cenova ekibi. Son beş maçta dördüncü galibiyet bu ve 7. sıraya yerleştiler. Gilardino attığı altı golle takımı taşıyor. Verona ise iç sahadaki ürkütücü performansının küçük bir kısmını bile yansıtamıyor deplasman maçlarına. kendi evinde 6/6 harika bir başarı ama daha yukarı tırmanmak istiyorlarsa deplasmanlarda daha dirençli olmalılar.
Chievo 0-0 Milan
Futbol tarihi boyunca oynanmış en kötü maç. Ligin dibine kamp kuran bir Chievo ve deplasmanlarda henüz bir galibiyeti bulunmayan Milan.. Maçın tek pozitif yanı, ev sahibindek, maç sonrası gerçekleşen teknik direktör değişimi sanırım. Aynısını Milan için de umuyorum. Galliani/Allegri ikilisi, birbirini istemeyen ama ''ayrılalım'' diyen tarafta olmaktan kaçınan çift gibi. Uzun yıllardir Milan'ın bu kadar kötü oynadığını, bu kadar kötü bir sezon geçerdiğini görmemiştim. Tabii, kadro kalitesi eskisi gibi değil ama bu takım 10. sıradan fazlasını hak ediyor. Ama bu hak ettiğini Allegri ile alamaz takım, bir ayrılık gerçekleşmeli artık. Her şeyi geçtim, altı deplasman maçından sadece üç puan toplanması kabul edilebilir bir şey değil. 2011'de şampiyonluğu getirse de, şu sıralar takıma zarar veriyor hoca. Gitmeli..
Atalanta 2-1 Bologna
İç sahada etkili performanslar sergileyen Atalanta, formda Bologna'yı son dakikada devirdi. İki dişli ekip olunca, maç da oldukça sıkı, keyifli ve sert geçti. İlk yarı bu sertlik sonucunda 0-0 sona erdi. İkinci yarıda ise kilidi Bologna kalecisi Curci, hatasıyla açtı. Brivio'nun oldukça uzaktan çektiği zayıf şutu engelleyemedi ve tabela ev sahibi lehine değişti. Ama golden hemen sonra Bologna, Bianchi ile eşitliği sağladı. 90. dakikada ise, U-20 Dünya Kupası'nda da boy gösteren Livaja, yine kaleci hatası olsa da güzel bir vuruşla galibiyeti getirdi. İç sahada rakiplerini bayağı sıkıntıya sokuyor Atalanta. Azzurri d'İtalia'da bu sezon şimdiye kadar tek mağlubiyetleri var. Hücum hattı nispeten iyi olsa da, bu sezon da orta sıralarda sürekli dolaşacaklarmış gibi görünüyor. Bologna ise son üç maçtan yedi puan çıkarıp ve hatta gol yemeden Atalanta deplasmanına geldi ama kaleci Curci'yi tesislerde bırakıp gelseler daha iyi olurmuş. İki golde de hatası var.
Roma 1-1 Sassuolo
Aslında Roma için son iki maç ile ''mevsim normallerine dönüyor'' diyebiliriz. Torino deplasmanı ve içeride Sassuolo maçı, iki beraberlik. Hem de öne geçtikten sonra yenilen gollerle.. Kısıtlı ama dirençli Sassuolo karşısında da son dakikada beraberliğe razı oldular. Maça da iyi başlamışlardı, 20. dakikada konuk ekipte Longhi kendi kalesine atınca öne de geçtiler ve bütün maç bu skoru koruma telaşı, stresiyle oynadılar. 90+4'te de bedelini ödediler; karambolde önünde kalan topu sert bir vuruşla ağlara gönderen Sassuolo'nun formda oyuncusu Berardi, bir puanı takımına getirerek, takımın düşme hattının hemen üzerinde haftayı kapatmasını sağladı. Son beş maçta sadece bir kez kaybetti ligin yeni ekibi ve gittikçe de yükseliyorlar. Roma'da ise son dakikada yenilen golden sonra kameralar Totti'yi gösterdi. Kaptanın suratındaki ifade her şeyi anlatıyordu. Liderlik stresi, şimdilik Roma'ya ağır geldi.
Parma 1-1 Lazio
Orta sıraların vazgeçilmezi Parma da evinde deplasman fakiri Lazio ile berabere kaldı. Oldukça sıkıcı geçen ilk yarı 0-0 sona erdi. İkinci yarıda sahneye Lazio'nun 18'lik gencosu Keita çıktı; şık iki çalımla defans ve kaleciyi geçip topu boş ağlara bırakan genç oyuncu ile konuk ekip öne geçti. Ancak 10 dakika sonra, kornerde yükselen Parma'lı Lucarelli sonucu belirledi. Lazio için bu maçta söylenebilecek tek iyi şey, 18 yaşındaki Keita'nın gol atması.. Aylardan Kasım ve hala deplasman galibiyeti bulunmuyor başkent ekibinin. Ayrıca son üç maçta da galibiyet yüzü göremediler. Teknik direktör Petkovic konusunda homurdanmalar artıyor, ligde bu sezon kovulan 5. hoca ünvanını kapabilir. Parma ise evindeki dirençli oyunuyla puanları topluyor ve orta sıralarda takılıyor. Onlar da Atalanta gibi 10. sıra veya çevresinde bitirecektir sezonu.
Cagliari 2-1 Torino
Son haftaların bir başka sıkıntılı takımı da Cagliari'ydi. üç maç üst üste kaybeden ev sahibi, bu maçta sağlam oynayıp, her ne kadar pozisyona giremese de üç puana uzandı. İlk yarı ve ikinci yarı sonlarında Conti'nin ayağından gelen iki frikik golü(ikincisi bayağı iyi) ile düşme hattından uzaklaştılar. Ev sahibinin forvet hattı daha iyilerini vaat ediyor ama takım bunu pek beceremiyor. Cossu-İbarbo ikilisi, iç sahada sıkıntı çıkarabilecek bir ikili. Bunu daha çok kullanmaları lazım. 'Beraberlik' kelimesinin sözlükteki karşılığı olan Torino ise bu maçta bir puanı alamadı ve 7. beraberliğine ulaşamadı. Formsuzluğun diplerinde sürünüyorlar, yanılmıyorsam son dokuz maçta galibiyetleri yok ama beraberliklerle düşme hattının üzerinde tutunuyorlar. Bu sene benim düşme adaylarımdan birisi Torino. Umarım, bu maçta da golünü atan İmmobile'yi Serie A'da bir takıma bırakıp düşerler.
Juventus 3-0 Napoli
Haftanın maçında ise gülen taraf, son haftalarda çıkışa geçen Juve oldu. Bu maçla beraber üst üste dördüncü galibiyetini alan ev sahibinde neredeyse her oyuncu çıkışa geçmiş durumda, Buffon dahil. Maçta her ne kadar ilk gol ofsayt olsa da, Juve maçı sonuna kadar hak etti. Pirlo'nun frikik golü yine şahaneydi, ama asıl olay Pogba'nın muazzam vuruşuydu; ceza yayında topu kontrol edip, topu kaldırıp direkt kaleye gönderen genç Fransız, bence ''Avrupa'da Haftanın Golü'' ödülünü aldı. Napoli ise son üç deplasman maçında sadece bir galibiyet alarak puan tablosunda Juve ile Roma'nın biraz gerisine düştü. İyi oynuyorlar ama önemli deplasmanlara bu performansı bir türlü yansıtamıyorlar. Mazzarri hocamı bu konu özelinde arıyorlar diyebilirim.
Not: Pogba'nın golü: http://imgur.com/9gppaI1
Fiorentina 2-1 Sampdoria
Ligde ilk üçlüyü arkadan takip eden Fiorentina, Sampdoria engelini Rossi'nin iki golüyle geçti. Artemio Franchi'de adeta rakiplerinin kafasını cama sıkıştıran ev sahibi, Sampdoria'ya da aynı tarifeyi uyguladı ve ilk 20 dakikada Rossi'nin golleriyle maçı kopardı. Bu maçla beraber son beş maçta 4. galibiyetini alan Fiorentina, İnter ile birlikte ön üçlüyü(Roma-Juve-Napoli) izliyor. Bu konuda en büyük katkı ise Giuseppe Rossi ve Cuadrado'dan geliyor. Rossi, 11 golle en yakın rakibinden üç gol önde gol krallığı yarışında lider ve oyunu yönlendirme konusunda da takımı çok iyi taşıyor. Cuadrado da kanat oyunlarındaki etkisiyle ve içeri kat edişleriyle Rossi'nin en büyük yardımcısı konumunda. Onunda dört golü bulunuyor. Bir ara çıkışa geçse de bu maçla beraber son üç maçını da kaybetmiş olan Sampdoria ise, 18. sıraya geriledi. Pozisyon üretmekte büyük sıkıntı yaşıyorlar, genco forvet Gabbiadini'ye yazık oluyor.
Milli maç arasından sonra devam edecek olan Serie A'da 13. hafta programı ise şöyle:
Hellas Verona - Chievo
AC Milan - Genoa
Napoli - Parma
Livorno - Juventus
Sampdoria - Lazio
Sassuolo - Atalanta
Torino - Catania
Udinese - Fiorentina
Bologna - İnter
Roma - Cagliari
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder