İki takım TT Arena’ya gelirken Trabzonspor’un, Galatasaray’ın oyununa ters düşeceğini
düşünüyordum. Galatasaray’da Elmander’in yokluğu bir dezavantaj olarak gözükse de, Baros’un
gözünden bakarsak kendisini göstermesi için bir fırsat niteliğindeydi.
Fenerbahçe maçında 2-0’dan maçı 2-2’ye getiren takım moralli olsa da, Sivasspor
maçında oynanan oyun kafalarda soru işaretleri bırakmıştı. Trabzonspor ise
hafta içi kupa maçı hariç ligde uzun zamandır yenilmiyordu. Olcan, Burak,
Volkan gibi hızlı oyuncularla kontrataklar
ile tehlikeler yaratabilirdi Trabzonspor.
İlk yarı başladığı gibi iki takımın da
oyun planı belirli gibiydi. Galatasaray önde basıp iyi paslarla pozisyon
arıyordu. Trabzonspor ise her ne kadar önde bassa da, geride kalıp hızlı
hücumlarla gol arıyordu. Özellikle Galatasaray’ın maçta panik içinde olduğu
görülüyordu ve son derece gerginlerdi. Trabzonspor’un oyunu, ön gördüğüm gibi
Galatasaray’ı bozmuştu haliyle. Kendi sahasından çıkarken de hiç alışık
olmadığımız şekillerde top kaybediyordu Galatasaray ki bunda Trabzonspor’un
yaptığı önde baskı etkiliydi. Nitekim bu oyun ile golü de buldu Trabzonspor,
Burak ile.. Ancak golden önce faul olmadığını net şekilde söyleyebilirim. Ama
Galatasaray defansının uyuması ve takımın faul olmadığına yönelik itirazı golü
getirdi diyebiliriz. Bu golden sonra Galatasaray’ın panik havası iyice arttı ve
olağandışı bir biçimde iyice dağınık oynamaya başladılar. Sanki lider gibi
değil de, lideri takip eden takım hüviyetindeydi Sarı-Kırmızılı ekip.
Trabzonspor yine kontrataklarla etkili oldu ancak ilk yarı tek golle geçildi.
Galatasaray’ın tek ciddi pozisyonu Melo’nun arka direkte vurduğu serbest vuruş
organizasyonuydu. Belki de Galatasaray’ın ilk yarıda bilinçli olarak yaptığı
tek atak buydu. Hiçbir zaman hakemler hakkında yazmamakla birlikte, ilk yarıda Cüneyt Çakır zorladı yazmam için. Bu
kadar kolay kart çıkarıp oyunun kontrolünü kaybetmesi, bir derbi maçı için pek
de hoş emareler değildi.
İkinci yarıya her ne kadar baskılı
başlasa da, yine o gergin havasından çıkamadığı için gerekli pozisyonları
üretemiyordu Galatasaray. Özellikle Necati-Baros ikilisinin gözle görülür
uyumsuzluğu, son paslarda hayal kırıklığı
yaşamasına neden oluyordu Sarı-Kırmızı’ya gönül vermiş taraftarlar adına. Elmander’in eksikliğini büyük ölçüde
hissediyordu Galatasaray ve kanatlarda da her zamanki eksiklik göze çarpıyordu.
Tam anlamıyla kanat oynayabilecek tek oyuncunun Riera olması ve onun da formsuz
olması, Fatih Terim’in elini kolunu bağlıyordu. Bazı pozisyonlarda ise, sanki
şuta dair herhangi bir bilgileri yokmuş gibi, Galatasaraylı futbolcular vurmak
yerine saçma paslar vermeyi tercih ediyordu.
Galatasaray’ın bu dağınık, pozisyon bulamayan, bulsa da son pas hatalarıyla
veya son vuruş eksiklikleriyle harcayan
görüntüsünün iyice hakim olduğu dakikalarda Alanzinho’nun o eline çarpan top,
‘Galatasaray’a uzanan yardım eli’ gibiydi. Melo’nun gole çevirdiği penaltıdan sonra
Galatasaray’ın baskısı devam etti. Karabükspor’dan geri alınan, bu maçta da
geldikten sonra ilk defa oyuna giren Mehmet Batdal’ın inanılması güç bir
şekilde harcadığı pozisyon, maçın kırılma anıydı. Berabere biten maçla beraber,
Galatasaray haftalar sonra evinde puan kaybetmiş oldu.
Maça çıkmadan önce dokuz puan farkla
lider durumda bulunan Galatasaray’ın, sanki lider değilmiş de, lideri
kovalıyormuşçasına panik bir havada bulunması, anlaşılması zor bir durumdu.
Trabzonspor gibi orta sahadan iyi toplarla çıkan ve ileride hızlı oyuncusu
bulunan bir takıma karşı böyle pas hataları yapıp, gergin ve dağınık bir
biçimde futbol oynarsanız, cezasını çekersiniz. Elmander’in eksikliği büyük
ölçüde hissedildi ayrıca. Baros’un ezdiği toplardan bir klip hazırlanabilir
diye düşünüyorum. Necati-Baros uyumsuzluğunda aslan payının Baros’a ait olduğu
belli. Her ne kadar kötü oynasa da, Batdal’ın kaçırdığı inanılmaz pozisyon, üç
puandan etti Galatasaray’ı.
Trabzonspor ise gereken futbolu sahada
uygulamayı başardı ikinci yarının ortalarına kadar. Colman özelinde seri paslarla
kontratağa çıkarak hızlı oyuncularla gol aradı maç boyunca Bordo-Mavili ekip.
Bu strateji zaman zaman başarılı da oldu. Ancak
özellikle son dakikalarda iyice geriye yaslanınca, baskıyı tam anlamıyla
üzerinde hissetti Trabzonspor. Batdal’ın son dakikada kaçırdığı pozisyon,
Trabzonspor’un hak edilmiş bir puanına yazık edebilirdi.
Maçın Adamı: Gustavo Colman
Kırılma Anı: Mehmet Batdal’ın kaçırdığı
pozisyon
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder