11 Mart 2012 Pazar

Galibiyeti huy edinmek..

Son beş maçında beş galibiyet alan Galatasaray, son maçında Fenerbahçe'den altı yiyen Gençlerbirliğini TT Arena'da ağırladı. Fazla pozisyon bulamadığı maçı 2-0 alan Sarı-Kırmızılı ekip, derbi öncesi puan farkını korumuş oldu..
Her ne kadar kafalar derbi maçında olsa da, puan farkını korumak için bu maç çok önemliydi Galatasaray için. Fatih Terim'in de uyarıları bu yöndeydi hafta içinde yapılan antrenmanlarda. Gençlerbirliği maçında, derbiyi düşünmemesi lazımdı sahaya çıkacak 11 oyuncunun. Ancak kafasında derbiyi tutması gereken özellikle iki oyuncu vardı; Ujfalusi ve Semih.. Tandemdeki bu iki oyuncu sarı kart sınırındaydı ve derbide oynamak istiyorlarsa dikkatli olmaları aşikardı. Gençlerbirliği ise geçen haftasonu Fenerbahçe'den Kadıköy'de 6 yiyerek, taraftarları adına hayal kırıklığı yaratan bir bozgun yaşamıştı. Bu mağlubiyet ışığında düşüncem, Gençler'in pek de atak oynamayacağı yönündeydi.
Öngörümün tuttuğunu görmem için fazla beklemem gerekmedi. Daha ilk dakikadan itibaren topu rakibe bırakıp kendini yarı sahasına kapatan bir Gençlerbirliği vardı sahada. Ancak kapıyı iyi kapatmayı unutmuş olmalılar ki Galatasaray kapının önüne önce ayağını sonra da omzunu koydu ve yavaş yavaş açmaya başladı kapıyı. İlk 15 dakikada Galatasaray'ın topla oynama yüzdesinin %72 olduğunu söylersek, baskının ne denli büyük olduğunu gösterebiliriz. Ayrıca Galatasaray, %72 topla oynama yüzdesini kendi sahasında top çevirerek değil de  , rakip sahada pas yaparak sağlamıştı. Tek sorun, golü bulacak pozisyon yaratmasıydı Sarı-Kırmızılı ekibin. Özellikle kanatlardan hücuma katkının yok denecek kadar az olması, bunun başlıca nedeniydi. Galatasaray bu sorunu sezon sonuna kadar yaşayacaktır. Çünkü ellerinde iyi kanat oyuncuları yok. Hatta tam anlamıyla kanat oynayabilecek bir oyuncusu yok Galatasaray'ın. Bu pozisyon bulma sıkıntısı devre sonuna kadar sürdü ve devre 0-0 sona erdi.. İlk yarının sonlarına doğru Tum'un müsait pozisyonda topu ayağından açması, ilk yarı için bir kırılma anıydı.
Ancak Galatasaray, az pozisyon bulduğu maçlarda bile o pozisyonları bir şekilde gole çevirerek maçı alabiliyor. Bu takım olmanın bir göstergesidir. İstatistiklere bakarsak, pozisyon-gol oranında Galatasaray'ın lider durumda olduğunu düşünüyorum.
İkinci yarıya da baskılı başlayan taraf Galatasaray'dı. Nitekim az önce söylediğim gibi pozisyon yokken, 'yarım pozisyon' da Melo, Engin'in pasında topa dokundu ve top tıngır mıngır ağlara gitti. Bu golün akabinde 10 dakika sonra kazanılan frikikte Selçuk, ters açıdan harika bir vuruşla takımını 2-0 öne geçirdi.  Selçuk'un bu 3. frikik golüydü. Daha önce bu kadar frikik golü yoktu Selçuk'un, büyük ihtimalle antrenmanlarda üzerine yoğunlaşmıştır. Bu golden sonra oyunu kontrol altına aldı Galatasaray. Son dakika Baros'un kaçırdığı pozisyon hariç fazla da pozisyon olmadı ikinci yarı boyunca. Takım olmanın unsuruyla, 2-0 maçı almayı bildi Sarı-Kırmızılı ekip.
Galatasaray, derbi öncesi puan farkını koruyarak rahat bir şekilde gidiyor Kadıköy'e. Kapanan takımlara karşı pozisyon bulmakta zorlanıyorlar. Ancak buna rağmen bir şekilde golü buluyorlar ve bunun en büyük nedeni takım olarak istekli, hırslı ve basit oynamaları. Semih ve Ujfalusi'nin sarı kart görmemesi de Galatasaray hanesine yazılacak artılardan. Bu sene belki de Türkiye'deki en iyi orta saha ikilisi Melo-Selçuk ikilisi.. İkilinin bulduğu gol sayısı toplam 18..Ayrıca Selçuk'un yaptığı asist de 9..Kanatlar en büyük zaafı olsa da, dört orta saha ile ' kanatsız' bir oyun oynuyor Galatasaray ve bunu iyi de yapıyorlar. Kadıköy'deki fobisi ise tek dezavantaj olarak gözüküyor. Bizi, cumartesi günü güzel bir maç bekliyor olacak.
Maçın adamı: Felipe Melo
Kırılma Anı: Tum'un müsait pozisyonda ayağından açtığı top

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder