20 Aralık 2011 Salı

Bursaspor , yükselişten duraklamaya..

Osmanlı Devleti'nin o yuvarlak hesap 600 yıllık tarihinin kısa bir versiyonunun başlangıcı diyebiliriz Bursaspor için. Ertuğrul Sağlam geldiğinde bu takıma , yeni bir soluk getireceğini düşünmüştüm. Sonuçta Sağlam  , başarılı bir hocaydı ve ne oynattığının farkındaydı takımlarında. Bana göre Beşiktaş'tan gönderilmesi de bir hataydı ancak Beşiktaş istikrarı  istikrarsızlığa tercih edince , Sağlam ile yollar ayrıldı.. Samet Aybaba ile işler tepetaklak  gidince yerine Ertuğrul Sağlam'ı getirdi yönetim.Hatırladığım kadarıyla taraftarın önünde güzel , hoş bir imza töreniyle görevine başladı genç teknik adam. 08-09 sezonunun ikinci yarısıyla birlikte harika bir çıkış yakaladı Yeşil-Beyazlı ekip  Ertuğrul Sağlam'la..Galatasaray ve Fenerbahçe'nin kötü olduğu sezonda Avrupa Ligi'ne gitmek için çok uğraştılar ancak 4 puan daha fazla alamadılar. 08-09 sezonunda  Ertuğrul Sağlam yönetiminde 10 galibiyet aldı Bursaspor ligin ikinci yarısında.. Ki o sezonun ikinci yarısının erken ara nedeniyle 18 maç gibi oynandığını belirtelim.
2009-2010 sezonu öncesi ümitliydim Bursaspor'un üst sıralara oynayacağı konusunda.Sezon başında yapılan transferler üst sıralara oynama umudu veriyordu. Zapotocny'nin kiralanması , İvan Ergiç gibi diri bir orta sahanın alınması , Batalla gibi teknik kapasitesi yüksek yaratıcı bir oyuncunun takıma dahil edilmesi  , Turgay Bahadır gibi sağlam , gezen bir forvetin transfer edilmesi bu umut filizini daha da yeşertiyordu.Beklenildiği gibi sağlam başladı sezona Bursaspor..Bu arada Ertuğrul Sağlam'ın oyun taktiğine  , anlayışına değinelim biraz. Şu an ki düşüşün de ana nedenlerinden biri de bu. Taktik olarak 4-4-1-1 , 4-4-2 , yeri geldiginde 4-2-3-1 gibi bir sistem kullanıyordu Ertuğrul Sağlam. Ki genel olarak ilk 2 taktiği kullandıgını söyleyebiliriz. Anlayış olarak  , savunma anlamında 10 üzerinden 9.5 verecegim bir takım savunması yaptırıyordu takımına genç teknik adam.Tabii bunu yaptırmasında buna yatkın , kaliteli oyuncuların takımda bulunması büyük etkendi. Top karşı takımdayken 11 kişi  ile takım savunması yapan ve iyi yardımlaşan , kademelere iyi girip mesafeleri iyi daraltan bir Bursaspor izliyorduk.Atak anlamında ise 10 üzerinden 7 verebilirdim. Yeteri kadar hücum yapıyordu çünkü Bursaspor. Yine toplu olarak hücum yapsa da iddialı bir takımın ceza sahası etrafında çoğalabildiği kazar çoğalamıyorlardı çoğu zaman. Ama öylesine mücadele ediyorlardı ki , bu açıkları fazla görünmüyordu ve bunu bir şekilde kapatıyorlardı. Duran topları mükemmel bir şekilde değerlendirmeleri de bazen atak yapmalarına bile gerek görmemelerini sağlıyordu.. Ama bu oyun sisteminin bozulduğu anlar (Beşiktaş deplasmanı 3-2 galibiyet , Fenerbahçe deplasmanı 3-2 galibiyet ) da oldu. Her zaman dengeli oynamadı Bursaspor , zaman zaman cok keyifli maçlarını da izledik.O senenin sonunda gelen şampiyonluk , hakedilmiş bir şampiyonluktu , sonuna kadar hakedilmişti.Taraftar takımına , teknik direktörüne tapıyordu adeta , kupayı kaldırdıkları zaman ben de tribündeydim ve bu coşkuya tanık oldum.'Neden daha fazlasını yapmasınlar?' diye içimden geçiriyordum..
2010-2011 sezonunda önce , haliyle zafer sarhoşluğu hakimdi Bursa'da.. Yönetim , bu şehir için  her zaman güzel bir hayal olan Şampiyonlar Ligi'nde oynayacak olmalarının coşkusuyla transfer işine girişti. Ama işler istenildiği gibi gitmedi kanımca. Yapılan transferler bana göre Şampiyonlar Ligi düzeyinde olmamakla beraber  , lig için nispeten yeterli bir kadroya sahipti Bursaspor. Özellikle yerlilerden çok yapılan yabancı transferler Şampiyonlar Ligi için pek yeterli değildi.Nitekim kötü grup performansı bunun sonucuna tekabül etti. 1 beraberlik 5 mağlubiyetin geleceği , içerideki Valencia bozgunundan belliydi. Ama yine de ilk defa ŞL'ye katılan bir takım için pek sıkıntı değil bu durum bana göre.ŞL performansı için bu takımı acımazsızca eleştirenler , bunun farkında değildi büyük ihtimalle. TotoLig'de ise yine iyi ilerliyordu Timsahlar..Ligin ilk yarısını 2.sırada bitirdiklerinde üst üste 2.şampiyonluk için Bursaspor taraftarının umutlanması , normal bir durumdu. Ancak benim gözüme yavaş yavaş pozisyon bulmadaki kısırlık ve oyun sisteminde zaman zaman bozukluklar olması çarpmıştı.. Devre arasında yakın çevreme 'Ligin ikinci yarısı Bursaspor şampiyonluk yarışından düşer' dediğimde ihtimal vermeyenler çoğunluktaydı.Ama üzülsemde haklı olduğumu gördüm. Benim dedigim sorunların en büyük göstergesi  ligin ikinci yarısındaki bir dönemde üst üste 6 maç kazanamamasıdır Yeşil-Beyaz'lı ekibin.Ki öngördüğüm üzere şampiyonluk yarışından düştüler ve ligi liderin 20 puan ardında 3.bitirdiler.
 Bu sezona ise Avrupa Ligi elemeleriyle başladı Bursaspor.. İyi forvet transferlerinin olduğu transfer sürecinde , takımı ileri taşıyabilecek kanat elemanları ve orta saha oyuncuları alınmadı pek. Üstüne Volkan Şen ve Sercan'ın satılması tuz biber oldu resmen.. Gomel'i eleyip ardından Anderlecht'e elenilmesi normal gibiydi. Sezon öncesi kampta o 'Ertuğrul Sağlam'ın Bursaspor'u' nun geri dönecegini düşünmüştüm. Ama öyle olmadı.. Kaldığı yerden düşüşe devam etti Yeşil-Beyazli ekip. Ve an itibariyle 13.sırada timsahlar , uzun süredir kazanamıyorlar ..Pozisyon bulma sıkıntısı had safhada. Yazımın başındaki duruma dönersek , Osmanlı Devleti gibi yükseliş ve şu an duraklama.. Gerilemeye girmek üzereler veya girdiler. Bu durumu durdurmak tamamen futbolcular ve Ertuğrul Sağlam'ın elinde olmakla beraber 2-3 adam eksiltebilen oyuncuya ihtiyaçları var. Şu anki kadro kalitesiyle  ilk 6 ya rahat girmesi gerekir bu takımın. Ancak sistem işlemiyor artık. Umarım   bu gerileme döneminden iyi sıyrılır Bursaspor.. Şampiyonluğu bu takıma getiren Ertuğrul Sağlam , bu sıkıntılı durumdan da kurtaracaktır takımı. Şu ana kadar başardıklarıyla öyle olması gerekiyor. Taraftar da takımın arkasında , teknik direktörünün arkasında. Ama çözüm kolay değil , biraz zaman gerekli. Yönetim ve taraftar sabredebilecek mi  , hep beraber göreceğiz..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder